Diş Dokuları Diş dokuları, vücudumuzda bulunan birçok doku gibi önemli fonksiyonlara sahip yapılar arasında yer almaktadır. Dişlerimiz, sindirim sistemimizin başlangıcı olarak ağzımızda bulunan kesici yapılardır. Farklı fonksiyonlarına göre farklı isimler almış olan dişlerimiz, çeşitli dokulardan meydana gelmiştir. Bu dokular sayesinde yediğimiz ya da içtiğimiz yiyeceklerin sıcaklıklarını algılayabiliriz. Diş dokularında meydana gelen bozulmalarda iltihaplanmalar, ağrı ve diş kaybı oluşabilmektedir. Diş dokuları, düzgün fırçalanmayan dişler üzerinde oluşan çürükler nedeniyle tahrip olmaktadır. Şimdi bu diş dokularına ayrıntılı olarak bakalım Diş Minesi: Diş minesi, vücutta bulunan en sert bölümlerden biridir. Dişlerin koruyucu tabakası olan diş minesi, dişi koruyucu bir katman şeklinde çevrelemiştir. Yapısında yüksek miktarda inorganik madde bulunmaktadır. İçerisinde pulpa bölümüne uzanan kanallar bulunmadığı için çok hassas değildir. Neredeyse %95 oranında kalsiyum tuzlarından meydana gelmiştir. Diş minesinin yapısı altıgen kristaller şeklindedir. Bu kristal yapının oluşumu anne karnında iken başlamaktadır. Hamilelik döneminde annenin aldığı normalin dışındaki ilaçlar gelişimin sekteye uğramasına neden olabilmektedir. Diş minesinin kendisini iyileştirebilme özelliği bulunmamaktadır. Dentin: Yetişkin bir bireyde dişin %75'lik kısmını oluşturan dentin, dişin orta bölümünde bulunmaktadır. Bu bölüm, diş minesine nazaran ısıya ve dokunmaya karşı daha hassas bir yapıdadır. İçeriğindeki tamir hücreleri sayesinde nispeten de olsa kendisini yenileyebilmektedir. Dentin bölümünün taç kısmında mine, kök bölümünde ise sement bulunmaktadır. Bu bölüm canlı bir yapıdır. %70 mineral tuzlar, %20 organik madde ve %10 sudan meydana gelmektedir. Dentin yapmaya yarayan hücreler 'Odontoblast' olarak adlandırılmaktadır. Yapısında bulunan kanalcıklar, diş minesi çürüdüğünde ya da dolgu vb. işlemler sırasında işlem gördüğünde açık kalırsa tatlı, sıcak ve soğuk gibi yiyecekler yerken ağrı yapmaktadır. Yaş ilerledikçe daralan kanalcıklar yüzünden dişin bu hassasiyeti kaybolmaktadır. Pulpa: İçerisinde sinir ve damarların bulunduğu tabakadır. Dişin taç kısmından başlayarak kök uçlarına kadar devam etmektedir. Kök kısmında ağaç kökleri gibi dallanma yaparak çene kemiği içerisinde bulunan sinirler ile temas kurar. Bu bağlantı sayesinde dişin canlılığı sağlanmaktadır. Tıpkı bir ağacın topraktan su alması gibi. Aşırı duyarlı bu sinirler ile sıcak ve soğuk algılanmaktadır. Burada bulunan koruyucu hücreler çürüğe karşı yenik düşerlerse pulpa açıkta kalır ve iltihaplanma başlar. Sement: Kökün etrafını kaplayan kemik tabakadır. %65 inorganik maddeden oluşmaktadır. Mine tabakası kadar sağlam değildir. Diş eti çekilmesi hastalığında açığa çıkar ve hassasiyet meydana getirir. Diş eti sert ve lifli bir yapıdadır. Doğal rengi uçuk pembe olmaktadır. Diş Dokularının Sağlığını Korumak Diş dokularının sağlıklı kalabilmesi için düzenli fırçalama ve düzenli diş kontrolü çok önemlidir. Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalamak, diş ipi kullanmak ve düzenli olarak diş hekiminize kontrole gitmek diş sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır. Ekstra Bilgiler
Diş dokularının sağlığını korumak, genel ağız ve diş sağlığının temel taşlarından biridir. Bu nedenle, dişlerinizi düzenli olarak kontrol ettirmek ve iyi bir ağız hijyeni alışkanlığı geliştirmek büyük önem taşır. |
Gün Su
20 Temmuz 2024 CumartesiDiş minesi gerçekten kendini iyileştiremiyor mu? Eğer diş minesinde bir hasar oluşursa bu tamamen kalıcı mı demek?
Cevap yazAdmin
20 Temmuz 2024 CumartesiEvet, Gün Su, diş minesi kendini doğal olarak yenileyemeyen bir yapıdır. Diş minesinde oluşan hasarlar kalıcıdır ve kendiliğinden iyileşmez. Bununla birlikte, diş hekiminiz çeşitli tedavi yöntemleriyle bu hasarları onarabilir. Örneğin, florür tedavisi, dolgu veya kaplama gibi yöntemler diş minesindeki hasarları düzeltmek için kullanılan yaygın yaklaşımlardır. Bu nedenle, diş sağlığınızı korumak için düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret etmeniz önemlidir.